Bir varmış bir yokmuş, Evvel
zaman içinde kalbur saman içinde Uykular ülkesinde, uykuların en derin yerinde
bir uyku cücesi varmış. Uykular ülkesindeki evinde sabah akşam uyurlarmış.
Dünya üzerindeki çocuklardan biri uyumak istemediğinde
uyku cücesinin kulakları
çın çın çınlar, gözleri fal taşı gibi açılır, yerinden fırlayıp o çocuğun bulunduğu
eve gidermiş. . Çocuğun odasına girdiğinde, elindeki değneği çocuğun gözlerine
doğru uzatır, kirpiklerine bir iki kere vururmuş. Böylece uyumayan çocuk,horul
horul uyurmuş.
Günlerden bir gün Barış adlı bir çocuk televizyonun karşısında
biraz fazla kalmış, böyle olunca da uyku saatini kaçırmış. Bu sırada uykular
ülkesindeki uyumakta olan uyku cücesinin kulakları çınlamaya, gözleri fal taşı gibi açılmaya başlamış. Hoplamış, zıplamış bir adımda Barış'ın odasına gelmiş. Elindeki uyku değneğini çocuğun gözlerine doğru uzatıp, kirpiklerine bir iki
kere vurmuş. Barış gözlerini daha çok açıp uyku cücesine bakmış. Uyku cücesi
elindeki değneği tekrar ona doğru uzatmış, Barış değneği eliyle şöyle bir
tutmuş ve gülmeye başlamış. Uyku cücesinin başına daha önce hiç böyle bir şey
gelmemiş, o yüzden şaşırmış, afallamış değneğini Barış'ın elinden almak için
çekmiş. Barış kıkır kıkır gülmeye başlamış. O kadar çok gülüyormuş ki, uyku
cücesi telaşlanmış. Çünkü biraz sonra Barış'ın annesi odanın kapısını açmış.
Uyku cücesi kendini yatağın altına atıp, saklanmış. Günün birinde çocukların
dışında biri uyku cücesini görürse, bir daha uykular ülkesinden çıkamazmış.
Annesi Barış'ı yanaklarından öpmüş ve uyuması için ona bir masal anlatmış bu
arada bizim uyku cücesi, annenin anlattığı masaldan çok etkilenip, yatağın
altında uyuyakalmış. Bir saat kadar sonra Barış yatağından aşağı inmiş, uyku
cücesinin kulağının dibine yaklaşıp “Aaaaaaaaa” diye bağırmış. Uyku cücesi
aniden uyanınca kafasını yatağa çarpmış sonra da Barış'ın ağzını kapatmış.
Barış ağzı kapalı olduğu halde gülmeye devam etmiş, o kadar çok gülüyormuş ki,
Uyku cücesi Barış'ın annesi odaya tekrar gelir diye telaşa kapılmış.
Hayatında
ilk defa bir çocuğu uyutmayı başaramıyormuş. Barış'ın karşısına çıkıp, eliyle
sus işareti yapmış, Barış susmuş, ondan sonra takla atmaya başlamış, Barış
merakla onu izliyormuş, uyku cücesi birden bire Barış'ın yanına hoplayıp, göz kapaklarını elleriyle çekiştirmeye başlamış, Barış gözlerini açmaya
çalışıyor, uyku cücesi kapatmaya çalışıyormuş. Birkaç dakika sonra uyku cücesi Barış'ın göz kapaklarını bırakmış. “Sen neden uyumuyorsun çocuk”? diye sormuş
ona. Çocuk biraz da ağlamaklı gözlerle ona bakmış :”Sen kimsin “? Demiş. Uyku
cücesi,: “Ben uyku cücesiyim, uyuyamayan çocuklara masal anlatır, değneğimle göz kapaklarında dolaşır, onları uyuturum “ demiş. Barış tekrar kıkır kıkır gülmeye
başlamış.” İyi ama ben bütün gün uyudum zaten, o yüzden uyuyamıyorum “ demiş.
Sahiden de Barış o gün okuldan geldikten sonra biraz yatmış ama 6 saattir
uyuyormuş zaten, uyku saati biraz karıştığı içinde şimdi uyuyamıyormuş işte….
Uyku cücesi ona uyku saatlerine dikkat etmenin ne kadar önemli olduğunu
anlatmış bütün gece. Çocukların günde en az 12 saat uyumaları gerektiğini, uyku
düzenlerini bozduklarında işlerin karışacağını anlatmış. Barış ile birlikte gün
ışıyana kadar konuşmuşlar. . En sonunda Barış sabaha karşı uyuyakalmış. O gece
Barıştan başka hiçbir çocuk uykusuz kalmamış, uyku cücesini bu yüzden çağıran
olmamış. Uyku cücesi ise hayatında ilk defa karşılaştığı bu olay sayesinde o
gece yeni bir şey öğrenmiş. Şimdi nerede miymiş ? Tabii ki uykular ülkesinde,
aranızdan biri uykusuz kalırsa bir gece yanınıza gelecek, küçücük değneğini
gözlerinizde gezdirecek, size masallar anlatacakmış… Şiiiişşttt uyku cücesi şu
anda uyuyor, sessiz olun çocuklar…